Üzülme… der Mevlana ve devam eder;
Bir yandan korku,
Bir yandan ümidin varsa,
İki kanatlı olursun,
Tek kanatla uçulmaz zaten.
Sopayla kilime vuranın gayesi,
Kilimi dövmek değil,
Kilimin tozunu almaktır.
Allah sana sıkıntı vermekle,
Tozunu, kirini alır.
Niye kederlenirsin?
Taş taşlıktan geçmedikçe,
Parmaklara yüzük olamaz.
Yüzük olmak dileyen taş,
Ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır..! ‘‘
Hz. Mevlana
Acı insanı silkeler, kendine getirir, ne kadar kuvvetliyse
çektiğin acı, yaşadığın sıkıntı, içine düştüğün dert, seni o denli büyük
silkeler ve kendine getirir, yaşam telaşı içinde, kaybettiğin kendini.
Ve koşuşturmayla, hızlı hızlı, yüzeysel yaşarken günlük telaşlar
içinde durdurur seni, durdurur, durursun, düşünmeye ve fark etmeye başlarsın,
farkında olmadan yaşadığını.
Nehir’e düşmüş bir saman çöpü misali, hayatın, seni oraya
buraya savurduğunun farkına varırsın, bir el seni alır, akıntının ortasında
savrulmaktan kurtarır, bir el durur seni.
Ve sorgularsın ben neyim, kimim, ne yapıyorum, nereden geldim,
nereye gidiyorum, niye, neden, niçin bunun bir anlamı olmalı, bu yaşadıklarımın
bir anlamı olmalı.
Bunu yapmaya başladığın an, yavaş, yavaş ve sindire sindire yaşamaya
başlarsın, farkına vara vara. Her şeyde, her olayda İlah bir tecelli görürsün,
hiçbir şey anlamsız, sebepsiz ve rastgele değildir. Her şey İlahi bir plan ve
program dahilinde, seni kendine getirmek, seni sana yeniden hatırlatmak, seni
yeniden kendine kavuşturmak, gerçek senle buluşturmak için kurgulanan olaylar
silsilesidir.
Her şey Allahtan gelir. İyi kötü her şey O’ nun eseridir, iyi
ya da kötü olduğu bizim sınırlı ve göreceli bilgimize göredir, aslında O’nun
her eseri hayırdır, iyidir bizim için, yeter ki sabretmeyi ve görmeyi bilelim,
becerebilelim…
Mustafa Murat Güngör
1